NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
3 - (1503) وحدثني
عمرو الناقد.
حدثنا
إسماعيل بن
إبراهيم عن
ابن أبي
عروبة، عن
قتادة، عن
النضر بن أنس،
عن بشير بن
نهيك، عن أبي
هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم:
"من
أعتق شقصا له
في عبد،
فخلاصه في
ماله إن كان له
مال. فإن لم
يكن له مال،
استسعى العبد
غير مشقوق
عليه".
[ش
(شقصا) الشقص
النصيب،
قليلا كان أو
كثيرا. ويقال
له: الشقيص،
أيضا: الشرك.
(استسمى) قال
القاضي، في
ذكر
الاستسعاء:
هنا خلاف من
الرواة. قال:
قال
الدارقطني: روى
هذا الحديث
شعبة و هشام
عن قتادة.
وهما أثبت.
فلم يذكر فيها
الاستسعاء.
ووافقهما
همام. ففصل
الاستسعاء من
الحديث. فجعله
من رأي أبي
قتادة. قال:
وعلى هذا
أخرجه
البخاري وهو
الصواب. قال
الدارقطني: وسمعت
أبا بكر
النيسابوري
يقول: ما أحسن
ما رواه همام
وضبطه، ففصل قول
قتادة عن
الحديث. قال
القاضي: وقال
الأصيلي وابن
القصار
وغيرهما: من
أسقط السعاية
من الحديث
أولى ممن ذكرها.
لأنها ليست في
الأحاديث
الأخر من رواية
ابن عمر. وقال
ابن عبدالبر:
الذين لم
يذكرون السعاية
أثبت ممن
ذكروها. قال
غيره: وقد
اختلف فيها عن
سعيد بن أبي عروبة
عن قتادة.
فتارة ذكرهها
وتارة لم
يذكرها. فدل
على أنها ليست
عنده من متن
الحديث كما قال
غيره. هذا آخر
كلام القاضي.
قال العلماء:
ومعنى
الاستسعاء في
الحديث أن
العبد يكلف
الاكتساب
والطلب حتى
تحصل قيمة
نصيب الشريك
الآخر. فإذا
دفعها إليه
عتق. هكذا
فسره جمهور القائلين
بالاستسعاء.
وقال بعضهم:
هو أن يخدم سيده
الذي لم يعتق
بقدر ماله فيه
من الرق. فعلى
هذا تتفق
الأحاديث.
(غير مشقوق
عليه) أي لا يكلف
ما يشق عليه.
وفي الحديث أن
من أعتق نصيبه
من عبد مشترك
قوم علي
باقيه، إذا
كان موسرا، بقيمة
عدل. سواء كان
العبد مسلما
أو كافرا.
وسواء كان
الشريك مسلما
أو كافرا.
وسواء كان
العتيق عبدا
أو أمة. ولا خيار
للشريك في هذا
ولا
للعبد ولا للمعتق.
بل ينفذ هذا
احكم، وإن
كرهه كلهم.
مراعاة لحق
الله تعالى في
الحرية].
{3}
Bana Amru'n-Nâkid
rivayet etti. (Dediki): Bize İsmâîl b. İbrâhîm, İbni Ebî Arûbe'den, o da Katâde'den,
o da Nadr b. Enes'deiı, o da Beşîr b. Nehîk'den, o da Ebû Hureyre'den, o da
Nebi'den naklen rivayet etti.
«Bir kimse bîr
kölesindeki hissesini âzâd ederse, malı bulunduğu takdirde kölenin hürriyeti onun
malındandir. Malı yoksa ağır işler yüklememek şartı ile köle
çalıştırılır.» buyurmuşlar.
4 - (1503) وحدثناه
علي بن خشرم.
أخبرنا عيسى
(يعني ابن يونس)
عن سعيد بن
أبي عروبة،
بهذا الإسناد.
وزاد "إن لم
يكن له مال
قوم عليه
العبد قيمة
عدل. ثم
يستسعى في نصيب
الذي لم يعتق.
غير مشقوق
عليه".
{4}
Bize bu hadîsi Alî b.
Haşrem de rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ yâni İbni Yûnus, Saîd b. Ebî
Arûbe'den bu isnadla haber verdi. Şunu da ziyade etti:
«Malı yoksa köleye
adilâne kıymet biçilir; sonra âzâd etmeyenin hissesi için ağır işler yüklememek
şartı ile çalıştırılır.»
(1503) حدثني
هارون بن
عبدالله.
حدثنا وهب بن
جرير. حدثنا
أبي. قال: سمعت
قتادة يحدث
بهذا الإسناد.
بمعنى حديث
ابن أبي
عروبة. وذكر في
الحديث: قوم
عليه قيمة عدل.
{…}
Bana Hârûn b. Abdillâh
rivayet etti. (Dediki): Bize Vehb b. Cerîr rivayet etti. (Dediki): Bize babam
rivayet etti. (Dediki): Ben Katâde'yi bu isnâdla İbni Ebî Arâbe hadîsi
mânâsında rivayette bulunurken dinledim. O bu hadîste :
«Ona âdilâne kıymet
biçilir.» cümlesini de zikretmiştir.
İzah:
Bu hadîsi Buhari
«Şerike» ve «Itk» bahislerinde; Müslim buradan başka «Nüzûr» bahsinin birkaç
yerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî «Itk»da; Tirmizî ile İbni Mâce de «Ahkâm» bahsinde
muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
Şıks ve şakîs: Hisse,
nasîb demektir.
«Malı yoksa ağır işler
yüklememek şartı ile köle çalıştırılır.» cümlesinin metn-i hadîsten olup
olmadığı ihtilaflıdır. Bu babda birçok sözler söylenmiştir. Ezcümle Kaadî İyâd
şöyle demiştir: «Burada köleyi çalıştırma meselesinin zikredilmesinde râviler
arasında ihtilâf vardır. Dârekutnî diyor ki: Bu hadîsi Şu'be ile Hişâm,
Katâde'den rivayet etmişlerdir. Bunların ikisi de en mu'temed râvilerden
oldukları halde çalıştırmayı zikretmemişlerdir. Hemmâm da onlara uyarak
çalıştırma meselesini hadîs'ten ayırmış; onu Ebû Katâde'nin re'yi saymıştır.
Hadîsi Buhârîde bu şekilde tahrîc etmiştir; doğrusu da budur. Ben Ebû Bekri
Nisâbûrî'yi Hemmâm'ın rivayeti ne güzel ve mazbuttur! Katâde'nin sözünü
hadîs'ten ayırmıştır; derken işittim...»
Kaadî İyâd, Asîlî ile
İbni Kassâr ve diğer bazı ulemânın : «Çalıştırmayı hadîsten kabul etmeyenler,
kabul edenlerden evlâdır; çünkü bu cümle îbni Ömer 'den rivayet edilen diğer
hadîslerde yoktur.» dediklerini; İbni Abdilberr'inde aynı sözü söylediğini; bir
başkasının mezkûr cümle hakkında : Saîd b. Ebî Arûbe onu Katâde 'den rivayet
ederken bâzan söyledi bâzan söylemedi; dediğini kaydettikten sonra : «Bu da
gösterir ki, mezkûr cümle ona göre metn-i hadîsten değildir. Nitekim başkaları
da aynı şeyi söylemişlerdir.» diyor.
İmam Şafiî'nin de aynı
fikirde olduğu rivayet edilmiştir.
Köleyi çalıştırma cümlesini
metn-i hadîsten kabul edenler bunlara cevap vermişlerdir. İbni Hazm hadisin
otuz sahâbiden sabit olduğunu söylemiş : «Bu haber son derece sahihtir:
Binâenaleyh onun ihtiva ettiği ziyadeyi terk etmek caiz değildir...» demiştir.
Buhârî şârihi Aynî dahî: «Bu hadîs Şafiî 'nin dediği gibi sabit olmasa idi.
Buhârî ile Müslim onu «Sahihelerinde tahrîc etmezlerdi.» demektedir.
Hâsılı ulemâdan
bâzıları Ebû Hureyre hadîsini bundan evvelki îbni Ömer rivayetine muhalif
görmüş, ondaki (köleyi çalıştırma) cümlesini hadîs olarak kabul etmemiş;
kölenin çalıştırılamayacağına İbni Ömer {Radiyallahu anh) rivâyetiyle istidlal
etmişlerdir. Diğer ulemâ ise iki rivayet arasında muhalefet olmadığını, yalnız
Ebû Hureyre (Radiyallahu anh) hadîsinde çalıştırma ziyadesi bulunduğunu, bu
ziyadeyi Buhârî, Müslim ve Tirmizî'nin rivayet ettiklerini, binâenaleyh onun da
sahih olduğunu söyleyerek hadîsi kendilerine delîl göstermişlerdir.
Cumhuru ulemâya göre
buradaki çalıştırmadan murâd: Hissesini âzâd etmeyen şerikin hakkını ödemek
için köleyi çalıştırıp kazandırmaktır. Köle bu parayı kazanıp sahibine
ödedikten sonra hür olur. Bâzıları: Bundan murâd : Hissesi mukabilinde kölenin
sahibine hizmet etmesidir.» demişlerdir.
Hadîs-i şerif sair
hükümler hususunda bundan önceki İbni Ömer rivayeti gibidir.